Avrupa Birliği bayrağı, Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor

İstanbul'da özel bir bakımevinde kalan kişiye yönelik insanlık dışı muameleyi şiddetle kınıyoruz.

İstanbul'da özel bir bakımevinde kalan kişiye yönelik insanlık dışı muameleyi şiddetle kınıyoruz.

BASIN AÇIKLAMASI
27.07.2023


Engelli Çocuk Hakları Ağı olarak İstanbul'da özel bir bakımevinde kalan kişiye yönelik insanlık dışı
muameleyi şiddetle kınıyoruz.
Engelli Çocuk Hakları Ağı 2016 yılında kurulan bir sivil toplum örgütüdür ve bugün yaklaşık 90 üyesi ile
engelli çocuk hakları konusunda ortak bir ses oluşturmayı, bu konudaki farkındalığı arttırmayı ve aynı
zamanda Türkiye’de engelli çocuk hakları konusunda politika yaratma sürecine etki etmeyi
amaçlamaktadır. Bu amaçla, engelli çocukların hakları için savunu, lobicilik, takip ve farkındalık
çalışmaları yapmak, iyi uygulama örneklerini paylaşmak ve çözüm önerileri geliştirmek için faaliyetlerde
bulunur.
Engelli bireylerin onurlu ve insana yakışır bir yaşam sürmeleri yerel ve uluslararası hukukta koruma
altına alınmıştır ve engellilere yönelik herhangi bir şiddet, istismar veya kötü muamele asla kabul
edilemez. Bu olay, sadece söz konusu gence değil, tüm engelli bireylere ve ailelerine karşı yapılmış bir
saldırıdır. Unutulmamalıdır ki engelli bireylerin insan hakları vardır ve onların bu hakları kamu
tarafından güvence altına alınmıştır.
İstanbul'da bir özel bakımevinde kalan kişiye yönelik gerçekleştirilen ağır şiddet olayı, gözetim ve
denetim mekanizmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Özellikle
engelli bireylerin yaşadığı kurumlarda daha sıkı denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekliliği
açıktır. Yaşanan bu olayın failleri adalet önünde hesap vermelidir ve yargı sürecinin etkin bir şekilde
işlemesi için ilgili makamların en kısa sürede adım atmalarını bekliyoruz.
Bu bağlamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na gösterdiği hızlı reaksiyon için teşekkür ederiz.
Bakımevlerinde olan bu münferit olayların tekrar etmemesi için alınacak önlemlerde görev almaya hazır
olduğumuzu da belirtmek isteriz. Ayrıca şiddet içeren görüntülerin daha fazla yayılmaması gerektiğinin
de altını çizmek isteriz.
Geçtiğimiz yıl otizmli Mehmet Eres’in hayatını kaybetmesine yol açan şiddet olayının ardından
bakımevlerinde verilen hizmetlerin niteliğine ilişkin tespit ve önerilerimizi tekrar hatırlatırız:
1. Bakımevlerinde çalışan personeller ruhen ve bedenen bu işi gerçekleştirecek durumda
olmayabilmektedir.


• ÖNERİ 1: Bakımevlerinde çalışan personellerin çalışma hayatları düzenlenmeli, sosyal
hakları iyileştirmelidir. Ruhen ve bedenen yıpratıcı bir iş gerçekleştiren bakım personelleri
günde sekiz saat çalışmamalıdır.


• ÖNERİ 2: Çalışanların periyodik aralıklarla psikolojik testlerden geçmesi gereklidir.
Bakımevinde çalışan personellerin, pek çok açıdan yıpratıcı olabilecek olan bu işi sevip
sevmediğinin de değerlendirilmesi gereklidir. Çalışanlar özel eğitim ve psikoloji konularında
desteklenmeli, eğitim verilmelidir. Özellikle nasıl acil müdahale edeceği ile ilgili
bilgilendirilmeleri gereklidir.
2. Bakımevlerinin denetimi için farklı paydaşlarının görüşleri alınmamaktadır.


• ÖNERİ: Sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı bir ekip bakımevlerini düzenli aralıklarla ve
habersiz denetleyebilmelidir.
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi Down Sendromu, Otizm Ve Diğer Gelişim Bozukluklarının
Yaygınlığının Tespiti İle İlgili Bireylerin Ve Ailelerinin Sorunlarının Çözümü İçin Alınması Gereken
Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu tarafından hazırlanan
raporun akıbeti ve raporda belirtilen konularda neler yapıldığına ilişkin kamuoyu bilgilendirilmesi
yeterli düzeyde değildir.


• ÖNERİ: Bu raporun akıbeti, raporda yazılanların ne derece gerçekleştiği konusunda kamu
kurumları tarafından şeffaf açıklama yapılmalıdır.
4. Bakımevlerinde yaşanan ihmal, istismar ve şiddet gibi olaylarda yaptırımların yetersizliği söz
konusudur.


• ÖNERİ: Böyle tek bir olay olması durumunda bile bakımevlerinin kapatılması, failin meslekten
menedilmesi, bakımevini açan kişinin bir daha bu alanda çalışamaması, olaya göz yuman
görevlilerin bir daha bu alanda çalışamaması gibi yaptırımlar uygulanmalıdır.
5. Farklı dezavantajlı kesimlerin (yaşlılar, engelliler, çocuklar vb.) kaldıkları bakımevleri denetime
açılmadığı ve yaptırımlar yetersiz olduğu için dezavantajlı kişiler için güvenli bir yer olmaktan
çıkmaktadır.


• ÖNERİ: Ailelerin güçlendirilmesi, kişisel asistanlık sisteminin kurulması ile kurumsal bakım
değil evde bakım hizmetlerinin genişletilmesi, kişi kendi evinde bakılamıyorsa yine devlete ait
başka bir evde bakımının sağlanması gibi uygulamalar geliştirilmelidir.
6. Bakımevlerinde bakım veren kişiler engelli ve yaşlı bireylere nitelikli hizmet sunmaları konusunda
yeterince bilgi ve teknolojik imkân sahibi değildir.


• ÖNERİ: Bakımevi personeline engelli kişileri nasıl hareket ettirmeleri gerektiği, davranış
problemleri ile nasıl başa çıkacakları veya nasıl iletişim kurmaları gerektiği gibi konularda
eğitim verilmelidir. Bu süreçleri kolaylaştıracak ilgili ekipmanlar sağlanmalıdır.
7. Bakımevlerinde engelli ve yaşlı kişilerin bireyselliği, eğitim ve sosyalleşme ihtiyacı yok
sayılmaktadır. Bazı bakımevleri kişilerin dışarıya dahi çıkmasına izin verilmediğinden veya bunun
için uygun ortamlar yaratılmadığından hizmet alanlar tarafından yarı açık ceza evlerine
benzetilmektedir. Bakımevine girmeden önce çok aktif olan engellilerin dahi orada pasif hale
geldiği bildirilmektedir. Bakımevlerinin bahçelerinin olmaması, sosyal aktivitelerin olmaması
veya çok kısıtlı olması, bir eğitim programlarının bulunmaması, bakımevinde yaşayan kişilerin
gelirlerinin kesilmesi orada kalan kişileri toplumsal hayattan izole etmektedir. Bunun gibi
durumlar, zaten halihazırda Türkiye’nin de taraf olduğu BM sözleşmelerine aykırıdır.


• ÖNERİ: Şu anda bakımevlerinin kalitesinin arttırılmasına yönelik acil önlem olarak
bakımevlerinin engelli kişilerin rahatlıkla girip çıkabileceği, bahçesini kullanabileceği, kendi
evinin rahatlığında yaşayabileceği şekilde yapılandırılması, eğitim, sosyal aktivite, spor
faaliyetleri konusunda hizmet vermesini veya bakım verdiği grupların bu hizmetlere
erişiminde kolaylaştırıcılık yapmasını sağlayacak düzenlemelerin getirilmesi gerekmektedir.
Uzun vadede ise kişisel asistanlık sisteminin kurularak kişilerin kendi seçtikleri kişisel
asistanlarla kendi yaşam ortamlarında yaşamasının sağlanmasına yönelik çalışmalar
başlatılmalıdır.
8. Bakımevlerinde kalan engelli kişilerin aldıkları yardımların kesilmesi bağımsız yaşamlarını
etkilemektedir.


• ÖNERİ: Bakımevinde kalan kişilerin sosyal hayata katılımlarını sağlayabilecek ve kişisel
ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde bireysel bütçelerinin olması sağlanmalıdır.
9. Bakımevindeki ölümlerde otopsi zorunluluğu olmadığı için ölen kişilerin gerçek ölüm nedenleri
bilinmemektedir.


• ÖNERİ: Otopsi olmaksızın defin işlemi yapılmamalıdır. Bakımevlerinde gerçekleşen
ölümlerde otopsi zorunlu olmalıdır.
10. Bakımevi ifadesi hizmet verenlerin hizmetin niteliğini yanlış değerlendirmesine sebep
olmaktadır. Bakımevi denildiği zaman sadece bakım verilerek buradaki görevin tamamlandığı
düşünülmektedir.


• ÖNERİ: Bakımevi sözlüğü literatürden çıkarılmalıdır. Devlet, sadece fiziksel bakım odaklı
olan, insanların sosyal ve ruhsal durumlarının iyi olma halini geri planda bırakan hizmetleri
engelleyecek tedbirler almalıdır. Kişilerin sosyalleşebilmesi, günlük hayata dahil olabilmesi,
özgür olabilmesi için toplum temelli hizmetler tasarlanmalıdır.
11. Farklı engellilik türleri konusunda uzman personeller bakımevlerinde istihdam edilmemektedir.


• ÖNERİ: Farklı engellilik türleri konusunda uzman personellerin bu kurumlarda çalıştırılması
gereklidir.
12. Bu kurumlardaki sağlık personelleri tarafından orada kalan kişilere verilen ilaçların kontrolleri
yapılmamaktadır. Kurumlarda kalan kişilere sıklıkla ilaç verilerek uyutulduklarına ilişkin duyumlar
vardır.


• ÖNERİ: Sağlık personelleri tarafından kişilere verilen ilaçların kontrolleri bağımsız uzmanlarca
yapılmalıdır.
13. Ağır engelli çocuğu olan ve bu nedenle istihdamda yer alamayan kadınlar, sosyal güvenlik
mahrum kalmaktadır. Çocuklarının vefat etmesi durumunda, ilerleyen yaşları nedeniyle yeniden
iş hayatına girememekte ve finansal olarak yaşantılarını sürdürememektedirler.


• ÖNERİ: Ağır engelli çocuğu olan ve bu nedenle istihdamda yer alamayan kadınlar
bakımevlerinde istihdam edilmeli ve gözlemci olarak görevlendirilmelidir.